Ekim 29, 2010

Napaolis - Bölüm 1

Napaolis Bölüm 1


Karanlık bir geceye isyan edermişçesine parlayan küçük tahta bir bina ve içindeki meraklı sesler. Hikayeyi anlatan kişinin etrafına toplanmış sekiz kişi, gencinden yaşlısına merakla dinliyor hikayeyi. Birileri çayını yudumlayarak anlatıcının mum ışıklarının yansımalarıyla parlayan gözlerine bakıyor, bazıları ise arkasına yaslanarak, dikkatlice dinliyor. Adamın ağzından çıkan her sözcük, güçlü bir büyüymüşçesine fırlıyor ağzından, büyüyor ve gitgide yayılıyor. Sözcüklerin büyüsündekiler kendilerine gelemiyor ve dikkatlerini yoğunlaştırarak dinlemeye devam ediyorlar. Olayları izleyen bir yaşlı bir adam, siyah cüppesinin içinde, yüzünü neredeyse kapatmış uzun gri saç ve sakalları hariç hiçbir yeri gözükmüyor. Sadece başının eğik silueti ve çaprazlanmış kolları belli olabiliyor, mum ışıkları sayesinde. Hikayenin büyüsüne kapılmamayı başaran o adam, başını yavaşça kaldırıyor ve parlak gözleriyle doğrudan anlatıcıya bakıyor. Onda bir çağrışım uyandıran bu hikaye, gözlerindeki parlaklığı artırıyor. Zaten çok iyi bildiği hikayeyi bir daha, başkasından dinleme isteğiyle kaldırdığı başını hareket ettirmeden adama bakmaya devam ediyor. Oturan adam, anlatıcıya kulak veriyor ve onu duyuyor. Gördüğü tek gözler, onun gözleri. Duyduğu tek sözler, onun sözleri. Ve anlatıcı devam ediyor:


“Ve hikayemiz, burada başlıyor. Bu köyün yakınlarındaki büyük ve görkemli şehrin, Napaolis’in, kurulmasıyla. Dört büyük savaşçı, büyüye ve büyünün lanetine karşı açtıkları savaşı kazanıyorlar ve bu şehri kuruyorlar, büyüden kurtulmak isteyen herkes için. Bu şehir çok çabuk büyüyor ve güçleniyor, dünyanın tepesine oturuyor. Ta ki, “O” bu şehre girene kadar…”

Sanora


Sevgiyle Kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eleştirilerinizi veya yorumlarınızı lütfen esirgemeyin.